top of page

Andropoz Gerçekleri

Küçük bir senaryo ile başlayacağım: menopoz ortası bir dönemdesiniz, hayat güzel, sert bir yılı düşündüğünüzden iyi geçirdiniz, hasta olmadınız, kavga etmediniz, hayatla ilgili güzel dilekleriniz var, sorunlar konuşuluyor ama hayat hızla devam ediyor. Sorunları, anlaşmazlıkları irdelemeye, mıncıklamaya pek de vakit yok. Artık 50+ yaşlarına gelen eşinizde ufak tefek değişiklikler görüyorsunuz, konuşuyorsunuz ve hayata yeniden katılıyorsunuz.Ufak tefek değişiklikler çoğalmaya başlıyor; eşinizde nedeni belli olmayan hoşnutsuzluklar, bencillikler, uzun odalara kapanmalar ile başlayan tuhaf bir sürece giriyorsunuz, konuşamıyorsunuz, bazen görmeden baktığını, hep parlayan gözlerinin buzul gibi grileştiğini izleyip ne olduğunu merak ediyorsunuz. Dinleyemiyor, duymuyor, görmüyor… birden evinizde serin esen bir hava (V), kararlı yanan bir ateş (P), yumuşakça akan bir dere (K) yerine kendi gölgesi olmuş, gri ve ağır bir eter dolaşıyor ortada.




ree

Ufak tefek değişiklikler çoğalmaya başlıyor; eşinizde nedeni belli olmayan hoşnutsuzluklar, bencillikler, uzun odalara kapanmalar ile başlayan tuhaf bir sürece giriyorsunuz, konuşamıyorsunuz, bazen görmeden baktığını, hep parlayan gözlerinin buzul gibi grileştiğini izleyip ne olduğunu merak ediyorsunuz. Dinleyemiyor, duymuyor, görmüyor… birden evinizde serin esen bir hava (V), kararlı yanan bir ateş (P), yumuşakça akan bir dere (K) yerine kendi gölgesi olmuş, gri ve ağır bir eter dolaşıyor ortada.

Bu tanıdık senaryoyu bir çok kişi hayatının değişik dönemlerinde erkeklerle dramatik şekillerde yaşamış olabilir. Erkeklerin andropoz/ orta yaş krizi elbette nezle olmaları gibi son derece sert olabiliyor. Yeni motorsiklet/ araba/ körpe 3.partiye/ ruhsal sorunları olan kişilere/ yeni egzersiz trendlerine yönelme o eski ‘yoğun’ duygulara dalma isteğidir. Kendini yaşlanmanın eşiğinde hisseden erkek yıllardır akümüle eden spermleri ile nereye saçılacağını bilmeden, bencilce kendi ihtiyaçlarına döner. Ve, bunlar tamamen hormonaldir. Yıllarca meditasyon yapmış olsa bile birden hormonlarının havai fişek gibi beynini ele geçirmesine yenik düşebilir ‘insan oğlu’.

Erkekler andropoza girdiklerinde bir kaç farklı evreden geçiyorlar:

  • Yaşlılığı fark etmek ve reddetmek

  • Kızgınlık ( neden yaşlanıyorum diye kendisine ve çevresine kızmak)

  • Depresyon/ içe dönme

  • Kaçış isteği

  • Kabullenme

Erkeklerin hepsi andropoz dönemini tecrübe etmiyor, Amerika’da yapılan bir araştırmaya göre erkeklerin sadece %2.1’i sert andropoz yaşıyor.

Testesteron seviyesinin düşmesi ile başlayan andropoz/ orta yaş krizi belirtileri:

  • Depresyon/ kaygı/ üzüntü

  • Enerji seviyesinin düşmesi

  • Motivasyon eksikliği

  • Amacını/ benliğini kaybetme duygusu

  • Libidonun azalması ( ve bunu kabullenememekten gelen aşırı cinsel aktivite)

  • Konsantrasyon bozukluğu

  • Hatırlama güçlüğü ( eğer Vata ise zaten hafıza diye bir şey kalmaz!)

  • Aşırı şişmanlama ( Kapha tipi erkeklerde)

  • Zayıflama ( Vata tipi erkeklerde)

  • Kas kaybı ve kemiklerin zayıflaması

  • Ses tonunun değişmesi ( evet tam bir ergen gibi)

  • Saçların dökülmesi

Tahmin edileceği üzere testesteron seviyesinin düşmesi ile erkeklerin orta yaş krizini yönetebilmeleri için daha genç bir 3.kişiye/ yeni araba/ motorsiklet/ yeni ev yerine acilen bir doktora ve psikiyatra görünmeleri gerekiyor. Bu sismik hormonal değişikliği medikal- ayurvedik- homoepatik-akupunktur gibi bilimlerden yardım almadan geçirmek kendine ( ve çevresine) işkence etmek gibi bir durum. Aslında testesteron seviyeleri 30 yaşından itibaren düşmeye başlıyor ama 50+ yaşına gelince birden ‘yaşlanma’ korkusu, çok organik ve içgüdüsel olarak ‘ çocuk yapma’ dürtüsü devreye giriyor. Eğer hayatta ne istediğini bilmiyorsa, ‘dharma’sını bulamamışsa bu dönemi perişan olarak ve ederek geçirebiliyor erkekler.

Testesteron seviyesinin düşmesi ile birlikte:

  • Kalp hastalıkları

  • Diyabet 2

  • Prostat sorunları

  • Yüksek tansiyon

… gibi sorunlar oluşabiliyor. Bu sorunları yaşamamak için:

  • Düzenli açık hava sporları & yoga

  • Düzenli ve bedenin mizacına uygun beslenmek

  • Düzenli uyku

  • Düzenli abhyanga ( bedeni yağlama)

Gerekli. Düzen sözcüğünü sürekli kullandım çünkü bu zaman Vata Dosha’nın bedeni ele geçirdiği zaman dilimidir. Vata Dosha’nın en çok ihtiyaç duyduğu kavram düzendir ve Vata Dosha düzen sevmez! Çünkü o bir kelebek, o bir kuş, o bir buluttur… ama doğa ona açıkça der ki: artık uçma zamanı değil: durul ve sakinleş.

Ayurveda bu dönemde çok başarılı protokoller sunar. Rasayana & Vajikarna başlıkları altında bu konuya detay ve özenle yaklaşan bu kadim bilgiyi hayata geçirmek için tam zamanı olabilir. Ayurveda yaşlanma (Jara) sürecini açlık, uyku ve ölüm gibi doğal bir süreç olduğunu söyler. Ancak Vata Dosha’nın güçlenmesi ile sindirim gücünün değişmesi bedenin yeterince besin alamadığından Vata’yı daha da artırır ve bu durumda olan erkek kötü bir döngüye girer- ve tabii ki bunu farkında değildir. Vata azgınlık dönemindeyken Pitta organlarını kurutarak Pitta dosha’yı da devreden çıkarır. Vata ve Pitta’nın bu hareketlerinden Kapha etkilenir ve kuru bir toprak gibi olur ( Beyler, kusura bakmayın, bu sorunları daha genç birisi/ motorsiklet/ araba filan geçirmeyecektir- kendinize gelin!) doğada ki tüm varlıklar gibi kuruma döneminize girdiniz, bu dönemi saygın ve bilge biri olarak geçirmeyi tercih etmek yerine kaybolmuş, içi boşalmış, gölge gibi geçiriyorsanız- uyanın! Sadece uyanın, yeter.


Ayurvedik Ritüeller nasıl yardımcı olabilir?

  1. En iyi Dosha dengeleyicisi sirkadyen ritimler ile yaşamaktır. Güneş doğmadan kalkın.

  2. Açık havada yürüyüş, yoga asana ve pranayama yapın- erkenden.

  3. Başınıza ve bedeninize düzenli susam yağı uygulaması yapın.

  4. Yatmadan önce kulaklarınıza ve burnunuza birer damla susam yağı damlatın ( hem ileride olabilecek sağırlığı engeller, hem uykunuz derin olur hem de Vata Dosha’yı zihin bazında dengeler)

  5. Beden yapınıza uygun, prana (can) enerjisi lan doğal yiyecekler tüketin.

  6. Mevsim geçişlerinde detoks yapın, bedeni ve zihni arıtarak ancak daha bilge olabilirisiniz.

  7. Bağırsaklarınız ve zihniniz arasında ki bağlantıyı artık biliyorsunuz. Bağırsak hareketlerinin düzenli ve sağlıklı olması şu anda en büyük kaygınız olmalı!

  8. Osteoperoz sizin içinde geçerli! osteoperoz için düzenli çekilmiş keten tohumu kullanın ( kalsiyum bağlar) yüksek lifli besinler tüketin, alkol ve kafein alımını azaltın

  9. Düşen libido için ayurvedik ya da alternatif tıp uzmanlarından yardım isteyin. Bedenin doğal sürecine destek veren iksirler size de iyi gelecektir.

  10. Çevrenizle sağlıklı ilişkiler kurmak, anda kalabilmek ve öfke/ vata kontrolü için mindfulness yapın. Gittiğim tüm kurslarda mindfulness çalışmalarında erkek ya %0,5 ya da yok!

  11. 11. Gün aşırı B12- B6 ve Mg alın.

  12. Yardım isteyin! Kırıcı olmayın! Bu zaman diliminde olmanız kimsenin suçu değil! Özellikle eşinizin, çocuğunuzun veya yakınlarınızın hiç değil.

  13. Yardım edin! Birilerine karşılıksız yardım eli uzatmanın egonuza fırça çektiğini bir süre sonra gözlemleyeceksiniz. Hayat orta yaş krizinin etrafında dönmesin!

  14. Doğada vakit harcayın, belki yeni farkedeceksiniz ama her şey yaşlanır, kurur ve ölür! Hayatın gerçeklerine hoş geldiniz.

  15. Narsistik aşk bombalarına karşı dikkatli olun; yepyeni birisi spontane, genç, dinamik, size hayran ve sizi yeniden ‘genç’ hissettiren kişiler istatiksel olarak sizi bu dönemde bir felakete de sürükleyebilir. Söylemedi demeyin! Uyanın!

Bu dönemi sizinle geçiren partneriniz kim olursa olsun derinden etkilenecektir. Öncelikle tanımadığı birisi ile yaşamayı keşfedecek, bunun sonucu öfke, kızgınlık, kabullenmeme, anlamamaktan kaynaklı kaygılar, istemediği ve hazır olmadığı ‘yalanlar’ keşfetmek gibi kırıcı anlar yaşayacak.

Bu durumda;Kendinize sık sık tekrar edin- ne oluyorsa olsun, bu sizin suçunuz, sorumluluğunuz değil. Bu olayın nedeni siz değilsiniz.

  1. Orta yaş krizi geçiren kişinin kulvarına girmeyin- orası uçurumlu virajlarla dolu bir yer, siz kendi yolunuzda güvenle yürüyün. Viraja uzaktan bakın- uçurumdan aşağı düşecek diye kaygılandığınız ve sevdiğiniz kişi orada kalsın. Siz yolunuza bakın ( demesi kolay tabii!)

  2. Olaya uzaktan bakınca yardımcı olma dürtüsü devreye girerse lütfen bu dürtüye kapılmayın. Karşınızda hormonları sapıtmış bir ‘ergen’ var! Karışmayın.

  3. Arkadaşlarınızla konuşun, bu yapayalnız çekilecek bir durum değil.

  4. Meditasyonlarınıza merhamet ve sevgi duygusunu katın ve bunu önce kendinize sonra andropozda olan ‘zavallı’ya yollayın.

  5. Size yargılı konuşmasına izin vermeyin, sizi küçük düşürmesine ve söylediklerinizle dalga geçmesine izin vermeyin, kibarca nasıl hissettiğinizi söyleyin- o kadar. Suçlama yapmadan ve kibarca.

  6. Andropoz döneminde erkekler yeni bir düzen kurmak isteyebilir, evden çıkmak ve eşi ile olan ilişkisini yeniden gözden geçirmek isteyecektir. Bencillik tavan yapmışsa, empati yerlerde sürüklenir. Empati beklemeyin.

  7. Üçüncü parti ile olan ilişkiler sadece andropoz dönemini maskeler- andropoz geçmemiştir ama yeni heyecan hüsrana dönüşmeden en azından hoş bir kaçış gibidir. 3.partiye not düşmeden edemedim: evli- çocuklu/ çocuksuz- güçlü bağı olan uzun ilişkiler bir anda arkada bırakılıp, yeni kişi ile gün batımına el ele yürünmüyor! Herkes için sancılı bir dönem bu, 3. Parti olduğunuzu bilin, turnusol kağıdı görevini kabul etmeyin, 50+ yaşında ki erkekleri medikal sorunu olan biri olarak kabul edin ve kendinizi kaptırmayın.


Andropoz geçecek, her şey gibi- yaklaşık 1 yıl süren bu sürecin sonunda yepyeni bir hayata adım atabilirsiniz. İlişkiniz hiç bir zaman eskisi gibi olmayacak; daha iyi ve yeni sınırlarla farklı hatta daha dinamik olabilir, ya da bitebilir. Zamana bırakın. Yardım isteyin. Yalnız kalmayın. Meditasyon yapın- şimdi tam zamanı.

Yorumlar

5 üzerinden 0 yıldız
Henüz hiç puanlama yok

Puanlama ekleyin
bottom of page